Çoğu kişinin Flash TV de izlemeye başlayıp şuan Fox TV de izlenmeye devam eden WWE Amerikan güreşi organizasyonunda ben hep bir türkün orada olmasını istemişimdir.
Ama Bilgehan Demir Eskiden bizi temsiz eden bir türkün varlığından bahsetmişti. Bende hemen araştırdım. Gerçekten etkileyici bir Hikayesi var.
Öncelikler kendisi hakkında bilgileri ve özellikleri belirtelim ;
Lakabı = The Terrible Turk
Gerçek Adı: Fırat Koyuncu
Doğm Tarihi: 20 Şubat 1955
Memleketi: Mersin, Türkiye
Medeni hali: Evli ve çocuklu
İlk güreştiği tarih: 1996
Bitirici hareketleri: The Spit, Ottoman Slap
Kazandığı kemerler:
WCW Television Tag Team
Kullandığı giriş müzikleri:
McCartney & Wonder - Ebony and Ivory (Tag-Team)
Ceddin Deden - Mehter Marşı
Mustafa Sandal - Araba
WCW KARİYERİ:The Terrible Turk
Ülkemizde Amerikan güreşi yeterince bilinmediği için bu sporun ilk ve tek Türk karakteri hakkında da hemen hemen kimsenin bilgisi yoktur. Daha sonra "The Terrible Turk" ismiyle ünlenen (TTT) 1990'lar ortasında yağlı güreş maçlarında keşfedildikten kısa bir süre sonra WCW ile anlaşma sağladı. O zamanki adı kısaca The Turk'dü.
İlk olarak zenci güreşçi Ali Bounyamin ile "Ebony and Ivory" adında bir takım kurdu. Takımın genel sloganı yurtta ve cihanda sulh tarzı bir yaklaşımdı. Turk ile Bounyamin normalde elle tag yapılırken her giriş çıkışlarında birbirlerini yanaktan öptüler ve bu durum maçları yavaşlatınca taraftarlarca antipatik görülmeye başlandılar. Bu ikili WCW Television Tag Team kemerlerini 21 Şubat 1997'de Goodfellas'ı yenerek aldılar. Ertesi geceki Nitro programında kemerleri kaybedince Turk takım arkadaşına "yamyam" diye bağırdı ve kafasına sandalye ile vurdu. Barışa yönelik mesajlarının aksine böyle davranan Turk, bir anda seyircinin bir numaralı düşmanı oldu ve adı The Terrible Turk olarak anılmaya başladı.
Hazır antipati kazanmışken, WCW Amerikan halkına çok ters gelen Türk kültürünün özelliklerini ring içine yansıtarak iyice bu güreşçiye nefret kazandırmaya çalıştı. Turk sıkça ekrana orasını burasını karıştırırken veya bıyığıyla oynarken yansıdı ve ayrıca bazı maçlara donla çıktı. Ringe Mehter Marşı ile geldi. Kurban bayramında ring ortasında koyun keserken bazı taraftarların gözlerini kapadığı ve bazılarının çığlıklar bile attığı görüldü. Bu da yetmezmiş gibi ring ortasında oğlunun sünnet düğününü yapmaya kalkınca ringde arbede çıktı. Bu olaylar üzerine Mr. Perfect ile kısa süreli bir çekişmesi oldu. 1998 Bash at the Beach programında Mr. Perfect'i yenen TTT, bu maçın sonunda unutulmayan klasik lafını ilk defa etti: "Learn and then come!" yani öğren de gel. Bundan sonra US kemeri için dövüşme fırsatı bulan TTT, düzenlenen turnuvada İtalya'nın Abdullah Öcalan'ı Türkiye'ye iade etmesi gerektiğini belirterek batıyı adete protesto etti ve maçına çıkmadı.
TTT bir süre protestosuna devam etti. Maçları için çağrıldığında ring kenarına geldi, taraftarlara şöylece bir baktı ve ring kenarına gidip İspanyol spikerlerin bulunduğu masada tavla oynamaya başladı. Bu da para verip maçları izlemek için gelen taraftarlarca fena bir şekilde yuhalandı. Bir kaç hafta sonra gelişen olaylar üzerine WCW patronu Eric Bischoff ona bir ders vermek için Goldberg ile TTT arasında bir Hell in a Cell maçı ayarladı. Maçın ilk dakikası karşılıklı tükürmeyle geçtikten sonra maç tam bir kan gölüne döndü. Tam Goldberg maçı alacak derken maskeli birisi kafesin kenarına geldi ve kapıyı açıp içeriye iki tane tavuk attı. Goldberg şaşkınlıktan çıldırıp etrafına bakarken ve tavuklarla uğraşırken Turk ayağa kalktı ve bitirici hareketi olan Ottoman Slap ile Goldberg'in işini bitirdi. Maçtan sonra maskeli güreşçinin eski WWF şampiyonu Iron Sheik olduğu ortaya çıktı. Turk, "Sheik üzerine güreşçi tanımam" dedi ve onun elini öptü.
Bu başarısı üzerine Turk nihayet WCW Heavyweight kemeri için güreşme fırsatı yakaladı. 16 Ocak 2000'de Bret Hart karşısına çıkan Turk maçtan evvel seyircileri kendi tarafına çekmek için bolca uğraştı. Önce seyirciler arasındaki ufak çocukları kucağına alıp onlarla oynadı, sonra da elini öpenlere para verdi. Turk'ün beklediği de gerçekleşti ve maç başlayınca herkes ona aaaahürat etmeye ve şampiyon Hart'ı yuhlamaya başladı. Bu durum karşısında Hart pis güreşmeye başladı ve Turk sıkça "Hocam" diyerek maçın hakemine tepkisini gösterdi. Maçın sonlarında Hart onu sharpshooter hareketine sokunca Turk'ün adeta "of anam" diye bağırdığı ekranlara yansıdı. Turk bağırdıkça Hart hareketi iyice sıkmaya başladı ve korkulan oldu: Turk'ün bacağı kırıldı. Hakem maçı durdurdu ve "no contest" kararına vardı. Yani Turk kemeri alamasa da pes etmeyerek kuvvetini ortaya koymuş oldu ve taraftarlarca ayakta alkışlandı. Ancak maalesef zaten WCW ile kontratının sonuna gelen Turk, bacağının kırılması nedeniyle kontrat yenileyemedi ve 6 ay ringlerden uzak kaldı.
WWF KARİYERİ:
Bu süre geçtikten sonra Turk antrenmanlara başladı ve WWF'den görüşme teklifi alınca Vince McMahon'le görüşmeye gitti. Turk Vince'in odasına girerken ayakkabılarını çıkarınca durum biraz yanlış anlaşıldı. Ancak gerekli açıklamalardan sonra imzalar atıldı ve Turk de Vince'in eşi Linda McMahon'e bir çaydanlık ve çay seti hediye etti. Bu gelişmeler Amerikan halkı için o kadar ilgi çekiciydi ki ertesi günkü Raw programında bunlar tekrar banttan yayınlandı. 4 Eylül 2000'deki Raw programının sonunda Turk ilk defa WWF ekranlarına canlı olarak geldi ve Chyna ve Eddie Guerrero arasındaki Intercontinental Title maçına karıştı. Bir anda ışıklar söndü ve Mustafa Sandal'ın Araba şarkısı çalmaya başladı. Turk koridorun sonuna kadar sarı bir Mercedes ile geldi ve arabadan çıktı. Ring kernarına gelip Chyna'ya "you are not woman!" yani "sen kadın değilsin!" diyerek onun moralini bozdu. Konsantrasyonu bozulan Chyna, Guerrero tarafından ani bir roll-up ile tuş edildi. Programın son saniyelerinde Eddie kemeri kazanışını kutlarken, Turk de Chyna'ya Türk usulü hareket çekerken ekrana geldi. Bu hareketin anlamını tam bilmeyen Amerikan kanalları bunu olduğu gibi sansürsüz olarak ekrana getirdiler.
Bundan bir sonraki programda Guerrero ile programa yine sarı Mercedes ile gelen Turk, arkadaşını bu başarısından dolayı kutladı. Ancak ondan sonra kimsenin beklemediği bir anda Eddie'nin suratına bitirici hareketi olan Ottoman Slap'i indirdi. Daha sonra eline bir şişe rakı alan Turk ring iplerine çıktı ve şişeyi dikerken taraftarlara yine hareket çekti. Sonra da yerde yatan Eddie'ye gidip "I'll see you at Wrestlemania!!!", yani "Wrestlemania'da görüşürüz!!!" diye bağırdı. Ancak o sırada daha Wrestlemania'ya 6 ay gibi bir süre vardı ve karışıklığı önlemek için bu kısım daha sonraki banttan yayından çıkarıldı. Ertesi hafta bileğinden hafif bir sakatlık geçiren Turk bir süre güreş dışı pozisyonlarda geldi ekrana. Örneğin WWF'in divalarıyla röportaj yapılırken hep 10-15 metre geride Turk onları keserken ekrana geldi.
Sakatlığı düzeldiğinde o an iki divayla ilişkisi bulunan Billy Kidman ve Tajiri ondan intikam almak için çekişmeye başladılar. Düzenlenen ikiye bir handicap maçında Turk çığırından çıktı ve "erkekseniz teker teker gelin lan!!!" diye arenayı yankılattı. Tajiri adeta onun erkekliğini yok etmeye çalışırcasına Turk'ün bacak arasına sert bir karate tekmesi indirdi. Hakem bunu görmedi ve Turk bu maçı kaybetti. Ertesi gece Byte This programına çıkan Turk, program yetkililerine posizyonu yavaş çekimde defalarca oynattı ve tam ona vurulduğu anda dondurarak maçtaki haksızlıktan şikayet etti. Bu maçta kural hatası olduğunu iddia eden Turk federasyona yazılı bir şikayette bulundu. WWF de ona yeni bir maçın yapılmasını önerince Turk de bunun tekrar bir handicap maçı değil de bir tag-team maçı olmasını istedi. 20 Mayıs 2001'deki rövanşta Turk'ün gizli takım arkadaşı maç anına kadar kimse tarafından bilinmiyordu. Maç başlayınca belli oldu ki gizli takım arkadaşı Christian'ın ta kendisi. Oldukça zevkli geçen maçın sonunda Turk ve Christian galip geldiler. Maçtan sonra Turk, "ikimiz da farklı dinden olsak da Allah'ın bir olduğunu herkese gösterdik. Ya Ali, ya Muhammet, ya Allah!" dedi.
Bir anda din sözcüsü kesilen Turk'un yeni hedefi maskeli ve şeytan gibi bir görünümü olan Kane oldu. Bu maçın unutulmayan anı Turk'ün maç başında "cayır cayır yanacaksın cehennemde" diye bağırması ve bunun üzerine Kane'in kollarını yukarı kaldırıp sonra indirdiğinde ring etrafında ateş çıkmasıydı. Kane de ona adeta "birlikte yanacağız" dercesine bir mesaj veriyordu. Bu maçta Kane iki defa Ottoman Slap'ten sonra tuştan kurtuldu. Turk diğer hareketlerinden biri olan The Spit hareketini de uyguladı ama Kane'in suratında maske olduğu için bana mısın demedi. Hiç bir hareketi işlemeyen Turk ringden kaçtı ve kaçarken şiddeti azalan ateşte maçın stresini atmak için bir sigara yakmaya çalıştı ve bu esnada kaşları ve bıyığı yandı. Bundan sonraki programda komik görünüşüne çare arayan Turk, eşcinsel olan Rico ile tanıştı ve ondan ona kaş çizmesini istedi. Yardımsever Rico ona yardım etti ama göz kalemi bir anda elinden kayınca Turk ona "aaaa" diye bağırdı ve ikisinin arasındaki dostluk da böylece sona erdi.
18 Kasım 2001'deki Survivor Series'de The Terrible Turk son defa ekranlara geldi. WWF ile parasal açılardan anlaşamayan Turk ayrılacağını belirtince ona bu programda son bir maç ayarlandı: The Undertaker ile Burried Alive maçı. Ancak maç yoğunluğu nedeniyle bu maç Survivor Series'den bir saat önce yayınlanan ücretsiz Heat programına alındı (ve gelişen olaylar yüzünden bu maç tamamiyle WWF arşivlerinden çıkarıldı). Doğal olarak federasyondan ayrılacak olan Turk bu maçta felaket bir dayak yedi. Undertaker onu Burried Alive kuralları gereği gömmeye başladı, bu arada Turk çukur içinde yatarken ekrana geldi. Turk burada onu başka hiç bir federasyonun onunla bir daha ilgilenmemesini gerektiren büyü bir gaf yaptı ve çukur içinde ekrana sırıtırken ve bir gözünü hafif açıp etrafa bakarken görüntülendi. Spikerlerin bile tüm çabaları bu falsoyu kurtarmaya yetmedi ve aniden kameralar bu posizyonu daha fazla göstermemek için açı değiştirdi. Tam iş kurtarıldı derken ve programın bitiş yazısı ve Undertaker'ın gömdüğü çukur üzerinde gövde gösterisi ile program sona ererken Turk inanılmaz bir hata daha yaptı ve çukurun 4-5 metre yanındaki kurtulma yerinden çıkıp üstünü silkeledi. Bu görüntü tam program sonuna rastladığı için sadece yarım saniye kadar ekrana yansıdı, ama arenadaki seyircilere doğal olarak hiç bir mantıklı açıklama yapılamadı. Arenadaki seyircilerin dediğine göre Turk, Undertaker'ı yanaklarından öptü ve soyunma odasının yolunu tuttu.
Tam ana girişten içeri girerken Turk seyircilerin görmesi için havaya WCW yazar gibi parmaklarıyla işaret etti. Ancak daha sonraki aylarda WCW'dan ona hiç bir teklif gelmedi. Seneler sonra Turk bu durumu Hogan ile olan düşmanlığına bağladı. Hogan'ın hayatını anlatan kitapta Turk ile ilgili bir kaç cümle geçiyor. Orada Hogan "Çok iyi arkadaştık. Birlikte çalışır, birlikte seyahat eder, birlikte partilere katılırdık, birlikte ölürüz diye dalga geçerdik. Ama - ki bu da benim yorumum - nasıl, nerde, ne zaman oldu bilmiyorum ama beni kariyerini sabote etmekle suçluyor ve benden bugün halen nefret ediyor. Keşke o da burada olup bunları tartışsak. Ben işlerimi akıllıca yapıyorum, ama bazı insanlar için aynısını söyleyemeyiz" diyerek Turk'ü adeta yerin dibine itti. Ancak kitabın tam çıktığı hafta Turk senelerin verdiği fiziksel problemlerden dolayı bir kalp krizi geçirdi ve hayata gözlerini yumdu. Hogan'ın lafları da ölünün arkasından böyle konuşulur mu diye çok yadırgandı.
Koskoca Hogan bir anda maçlarında on binlerce insan tarafından yuhalanmaya ve ıslıklanmaya başlandı. Bu durum karşısında yüzünü gösteremeyen Hogan da bir süre WWE'de suratına maske takarak ve ismini Mr. America olarak değiştirerek maçlara çıktı. Hatta bir programda patron Vince McMahon bu maskeli adamın Hogan olduğunu ispatlamak için onu yalan makinesine bağlattı. Vince'in ona sorduğu sorulardan biri "Turk'ü sen mi öldürdün?" oldu. Büyük bir sessizlik ve beklemeden sonra Hogan "Yeah I killed him with my words brother!", yani onu laflarımla ben öldürdüm diyerek suçunu itiraf etti. Taraftarların bazılarını ağlamaklı olduğu gözlendi. Bunun üzerine Hogan da hafifçe ağlamaya hazırlanırcasına suratını buruşturdu. Ring kenarındaki Big Show'un da hüngür hüngür ağladığı görüldü. Hogan suçunu itiraf ederek tekrar taraftarların saygısını kazandı ve 2005 senesinde Hall of Fame'e eklenen bir isim oldu. Hogan ödül seremonisinde Turk'ün ismini anacağı yerde çok duygulandı ve kelimeler adeta ağzından çıkmadı. Hogan sadece eliyle gökyüzüne işaret etti ve gözyaşlarını sildi. Big Show yine hüngür hüngür ağladı.
Alıntıdır.Gerçekten güzel bir güreşçiymiş.